NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
أَبَانُ
حَدَّثَنَا
قَتَادَةُ
حَدَّثَنِي
أَبُو
حَسَّانَ
عَنْ
الْأَسْوَدِ
بْنِ يَزِيدَ
أَنَّ
مُعَاذَ بْنَ
جَبَلٍ
وَرَّثَ
أُخْتًا
وَابْنَةً
فَجَعَلَ لِكُلِّ
وَاحِدَةٍ
مِنْهُمَا
النِّصْفَ
وَهُوَ
بِالْيَمَنِ
وَنَبِيُّ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَوْمَئِذٍ حَيٌّ
Esved b. Yezid'den demiştir
ki:
Muaz b. Cebel Yemen'de
(vali) iken (bir ölü'nün) bir kız(ı) ile bir kızkardeş(in)e miras bölüştürmüş
de bunlardan her birine (mirasın) yarasını) vermiş. O zaman Peygamber (s.a.v.)
de hayatta imiş.
İzah:
Buhârî, feraiz
Hafız ibn Hacer'in açıklamasına
göre A'meş bu hadisi bir defa Hz. Peygamber zamanında olmuştur. Kaydıyla
rivayet etmiştir. Bu durumda hadis merfu hadis hükmündedir. Çünkü Hz. Muaz bir
kızla kızkardeş arasında mirasın nasıl taksim edileceğini Hz. Peygamber'den
duyup öğrenmiş olmasaydı, henüz hayatta bulunarf Hz. Peygamber'e sormadan bu
hususta bir hüküm vermezdi.
A'meş'in diğer bir
rivayetinde bu Hz. Peygamber zamanında öhnuştur kaydı yoksa da güvenilir
ravilerin fazlalık taşıyan rivayetleri bu fazlalığı taşımayan rivayetlere tercih
edilmesi usul kaidelerindendir.
Muaz'ın mirasın yansını
Ölünün kızına diğer yansıra da ölünün kızkar-deşine vermesinin sebebi, kızın bu
mirasta farz (pay) sahibi olarak kız kardeşin de asabe mealgayr (başkasıyla
asabe) olarak bulunmasıdır. Hz. Peygamber'in sünnetinden anlaşıldığına göre
ölünün oğlu olmayıp diğer varislerle beraber bir kızı bulunursa, yarı pay
alır.[Ali Himmet Berkî, İslâm Hukukunda Feraiz ve İntikal 38.] Ana-baba bir kız
kardeş de ölenin kızı ile birlikte bulunursa farz (pay) sahibleri paylarını
aldıktan sonra kalan mirasın tümünü alır. Burada pay sahibi olarak sadece
ölünün kızı bulunduğundan Hz. Muaz ondan artan malın yansını kızkardeşe vermiştir.